Kanı Durduran Kan Taşı Nedir? Bir Şifanın ve İnsanlığın Hikâyesi Bugün size yalnızca eski bir taşın hikâyesini değil, aynı zamanda insanların umutla, inançla ve sevgiyle ördüğü bir şifa yolculuğunu anlatmak istiyorum. Çünkü “kanı durduran kan taşı” sadece bir madde değil; o, yüzyıllardır insanların yaralarını sarmak için birbirlerine uzattıkları ellerin, duaların ve çabaların sembolüdür. Bu hikâye, farklı bakış açılarına sahip iki insanın yollarının kesiştiği bir anda başlıyor… Bir Yaralanma, İki Yol: Elif ve Cem’in Hikâyesi Bir sonbahar akşamıydı. Dağ köyünün sessizliğini bir çığlık bozdu. Küçük Mehmet, bahçede oynarken düşmüş ve bacağında derin bir yara açılmıştı. Kan durmak bilmiyordu. Panik içinde köy…
Yorum BırakYaşamdan Kesitler Yazılar
Vitreus Kendini Yeniler mi? Ekonomik Döngüler, Kaynak Yenilenmesi ve Piyasanın Görünmeyen Gözü Giriş: Bir ekonomistin bakışından sınırlı kaynaklar ve yenilenme arayışı Vitreus kendini yeniler mi? sorusu tıbbi bir merak gibi dursa da, ekonomi disiplininin derin sorularına benzer bir çağrışım taşır. Vitreus, gözün içini dolduran şeffaf jel dokudur; zamanla bozulabilir, bulanıklaşabilir ve yeniden üretilemez. Ekonomide de benzer bir doku vardır: kaynakların döngüselliği. Her sistem, görünmez bir “piyasa vitreusu” taşır; zamanla bulanır, şeffaflığını kaybeder ve yeniden yapılanma gerektirir. Bir ekonomist için “yenilenme” kavramı sadece biyolojik değil, sürdürülebilir büyüme ve verimlilik artışı ile ilgilidir. Kaynakların kendini yenileme kapasitesi azaldığında, tıpkı vitreusun bulanıklaşması gibi,…
Yorum BırakGözlemci Psikologun Merakıyla Başlayalım Bir psikolog olarak ilk düşüncem: “Bir ilçede yaşayan yüz binlerce insan—onların ortak hayatlarının içinde ben nasıl hissederim? Onların maskeleri, iç çatıları nasıl şekillenirdi?” Bu sorularla başladım, çünkü nüfus sayısı yalnızca bir sayı değil, insan davranışlarının ve toplumsal dokunun bir aynasıdır. Bu yazıda, Türkiye’nin en büyük ilçesinin nüfusuna odaklanırken; bu büyüklüğün bireylerin zihni, duyguları ve sosyal hayatları üzerindeki etkilerini biyişsel, duygusal ve sosyal psikoloji açısından irdeleyeceğiz. Türkiye’nin En Büyük İlçesi ve Nüfusu: Gerçek Ne Dersiniz? 2024 yılı itibarıyla Türkiye’nin en kalabalık ilçesi Esenyurt (İstanbul) olarak görülüyor; nüfusu yaklaşık 988.369 kişidir. [1] Bu veri, “en büyük ilçe” deyince…
Yorum BırakTarihte Alpago Kimdir? Bir Varlık, Bilgi ve Değer Arayışı Üzerine Felsefi Bir Deneme Bir filozof olarak, her ismin bir varlık iddiası taşıdığına inanırım. Çünkü isim, yalnızca bir tanımlama değil; bir ontolojik bildiridir. Bu yüzden “Tarihte Alpago kimdir?” sorusu, yalnızca bir tarihsel kişiliği değil, aynı zamanda bir düşünce biçimini, bir yaşam anlayışını da çağırır. Alpago ismi, Türk tarihinin derin köklerinde cesaret, bilgelik ve adalet arayışının sembolü olarak karşımıza çıkar. Ancak bu yazıda onu sadece tarihsel bir figür olarak değil, aynı zamanda bir etik özne ve bilgi varlığı olarak ele almak istiyorum. Alpago: Tarihsel Bir Figürden Felsefi Bir İmgeye Tarihi kaynaklarda “Alpago”…
Yorum BırakKan Düşüklüğü Nelere Sebep Olur? Merhaba sevgili okurlar, Birçok kez duyduğumuz ve aslında hepimizin yaşantısında bir şekilde karşılaştığı bir terim olan “kan düşüklüğü” hakkında daha fazla bilgi edinmek istedim. Hepimiz zaman zaman halsizlik, baş dönmesi veya yorgunluk hissiyle karşılaşmışızdır, ancak kan düşüklüğünün vücudumuzda neden bu kadar geniş çaplı etkiler yaratabileceğini hiç düşündünüz mü? Bugün, kan düşüklüğünün neler yapabileceğine bilimsel bir merakla bakacağız. Hem fiziksel hem de psikolojik olarak nasıl etkilendiğimizi inceleyeceğiz. Haydi, başlayalım! Kan Düşüklüğü Nedir? Kan düşüklüğü, genellikle “anemi” olarak adlandırılır ve vücudun ihtiyaç duyduğu kadar sağlıklı kırmızı kan hücresine veya hemoglobine sahip olmaması durumudur. Hemoglobin, kırmızı kan hücrelerinde…
Yorum BırakKamu hukuku alanı, yalnızca “devlet-birey ilişkisini düzenleyen kurallar bütünü” değildir; güç üreten, meşrulaştıran ve sınırlandıran bir mekanizmadır. Bu yazı, o mekanizmanın hem gerekliliğini hem de aksayan yerlerini cesurca sorguluyor. Şunu en baştan söyleyeyim: Kamu hukuku alanı, hayatımıza en çok dokunan ama en az tartıştığımız hukuk sahası. “Devlet işini yapsın, ben de kendi yoluma bakayım” rahatlığıyla yıllarca rafa kaldırdığımız bir alan. Oysa kamu hukuku, vergiden cezaya, seçimden imara kadar, nefes aldığımız her anın arka planında işliyor. Peki bu alan tam olarak nedir ve neden bu kadar tartışmalı? Gel, birlikte masanın üstünü boşaltalım. Kamu Hukuku Alanı Nedir? Tanımın Ötesinde Bir Çerçeve Klasik…
Yorum BırakMilas Güllük Nasıl Bir Yer? Siyaset Bilimi Perspektifinden Bir İnceleme Güç İlişkileri ve Toplumsal Düzen Üzerine Bir Siyaset Bilimcisinin Düşünceleri Toplumlar, yalnızca bireylerin bir araya gelerek oluşturduğu yapılar değildir; aynı zamanda iktidarın, kurumların, ideolojilerin ve toplumsal normların şekillendirdiği dinamik bir yapıdır. Her bölge, yerel politikalar ve güç ilişkileri bağlamında farklı bir biçimde toplumsal düzeni inşa eder. Güç, sadece devletin denetiminde değil, yerel halkın etkileşimlerinde, toplumsal katmanlarda ve hatta bireysel yaşamda da belirleyici bir rol oynar. Milas Güllük, Ege’nin huzurlu ve tarih kokan köylerinden biri olmasına rağmen, aynı zamanda toplumsal ilişkilerin ve yerel güç yapılarının nasıl işlediğini anlamak için ilginç bir…
Yorum BırakHele TDK Ne Demek? Türkçenin Derin Köklerinden Günümüze Dönüşen Bir Sözcüğün Yolculuğu Türkçe, yalnızca bir iletişim aracı değil; toplumsal hafızanın, duyguların ve tarihsel deneyimlerin taşıyıcısıdır. “Hele” kelimesi de bu hafızanın içinde özel bir yere sahiptir. Gündelik konuşmada sıkça duyduğumuz bu kelime, kimi zaman bir çağrı, kimi zaman bir vurgu, kimi zaman da sabırsızlık ifadesidir. Ancak bu kadar sık kullanılan bir kelimenin anlamı, tarihsel ve kültürel açıdan incelendiğinde çok daha geniş bir çerçeve sunar. TDK’ya Göre Hele Ne Demek? Türk Dil Kurumu’na (TDK) göre “hele” kelimesi birkaç anlam taşır. Temel anlamıyla “özellikle”, “biraz bekle”, “bak hele”, “hele gel” gibi ifadelerde yer…
Yorum BırakGülüvermek Nasıl Yazılır? Türk Dil Kurumu’na Göre Doğru Kullanım ve Öğrenmenin Dönüştürücü Gücü Eğitimci olarak her gün yüzlerce öğrenciyle iletişim kurarken, onlara sadece bilgi aktarmaktan çok, onların düşünme biçimlerini, öğrenme süreçlerini ve dünyayı algılama şekillerini dönüştürmeyi hedefliyorum. Öğrenme, bir insanın sadece bilgi edinmesi değil, aynı zamanda bu bilgiyi nasıl kullanacağına dair bir bilinçlenme sürecidir. Bu yazıda, Türkçemizin inceliklerinden biri olan “gülüvermek” kelimesinin doğru yazımı ve kullanımı üzerinden, dil öğrenmenin ne kadar dönüştürücü bir süreç olduğunu inceleyeceğiz. Gülüvermek Nasıl Yazılır? TDK’na Göre Doğru Kullanım Türk Dil Kurumu’na göre “gülüvermek” kelimesi, doğru yazım şekliyle tam olarak gülüvermek şeklinde yazılır. Burada önemli olan,…
Yorum BırakHat Kapatmak İçin Ne Gerekli? Veri Odaklı ve İnsan Odaklı Yaklaşımların Karşılaştırmalı Rehberi Farklı açılardan bakmayı seven biri olarak, “Hat kapatmak için ne gerekli?” sorusunu yalnızca işlem adımlarıyla değil, kararın ardındaki motivasyonlarla da ele almak istiyorum. Cinsiyet genellemeleri yapmadan; bir yanda bütçe/riski ölçen veri odaklı yaklaşımı, diğer yanda gündelik hayat ve ilişkiler üzerindeki etkileri gözeten insan/duygu ve toplumsal etki odaklı yaklaşımı yan yana koyalım. Hızlı kontrol listesi Hat sahibi misiniz? Değilseniz noter vekâleti gerekir. Aktif taahhüt/cihaz taksiti var mı? Numarayı korumak ister misiniz? (Numara taşıma ≠ iptal) e-Devlet’te “Abonelik Fesih Başvurusu” uygun mu? Banka/2FA SMS’leri için alternatif doğrulama hazır mı?…
Yorum Bırak